Efsane adam David Bowie yanına ünlü oyuncu Tilda Swinton, androjen model Andej Pejic ve ünlü model Saskia de Brauw'u da alarak öyle bir geri dönüş yaptı ki... Dönüşü muhteşem oldu. Yeni albümü Next Day'den çıkan ikinci single The Stars (Are Out Tonight) çekilen klip adeta bir film tadında. David Bowie'nin kendisi gibi klibi de ayrı bir efsane. The Stars (Are Out Tonight) ile yine kendi tarzını konuşturan Bowie, bakalım ilerleyen günlerde bizi nelerle şaşırtacak. Merakla bekliyoruz!
28 Şubat 2013 Perşembe
27 Şubat 2013 Çarşamba
GUSTOröportaj:Derin Sarıyer
fashionandgusto olarak yeni bir bölüm eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni bölümümüz GUSTOröportaj. Gusto röportajlar, ünlü isimlerin bilinmeyen yanlarını/gustolarını/özel zevklerini, kendilerini özgür hissettikleri arka bahçelerinin kapılarını sizin için ardına kadar açıyor. Ve bu bahçelerde nelerin saklı olduğunu sizinle paylaşıyor. GUSTOröportajın ilk konuğu Derin Design art direktörü ve tasarımcı Derin Sarıyer.
Derin Sarıyer dediğimizde aklımıza gelen fotoğraf hemen bellidir. Sade ve yalın tasarımdaki mobilyaların tasarımcısı. Fakat artık onu biraz da müziğiyle hatırlamaya başlayacağız. Çünkü Derin Sarıyer, "yan bahçem" dediği müzikte de epey başarılı. Naçizane, kendime göre bestelerimi yapıyor, şarkılarımı söylüyorum dese de, tıpkı tasarımcı kimliğinde olduğu gibi müzikte de iyi işler yapıyor. En iyisi mi gelin biz Derin Sarıyer'den dinleyelim müzik tutkusunu.
Derin Sarıyer'in bir de Soundcloud hesabı var. Yeni yaptığı şarkılarını buradan paylaşıyor. Derin Sarıyer'i soundcloud.com/derinsariyer adresinden takibe alabilirsiniz. Bu arada, Derin Sarıyer'in çok yakında bir müzik blogu ile de karşımızda olacağının müjdesini verelim. Bu müjdeyi de verdikten sonra Derin Sarıyer'in bir şarkısıyla noktalayalım bu postu. Herkes Bir Şey Biliyor. Dinliyoruz.
25 Şubat 2013 Pazartesi
Wroclaw Günlüğü: Solo Art Cafe
Geçtiğimiz haftalarda yurda dönüş yapmış olduğum, küçük çaplı Avrupa turumdan kalanlarla devam ediyoruz. Bu kez Polonya'nın güney şehri Wroclaw'dayız. Bu turun da başlangıç noktası Wroclaw. Polonya'nın bu sevimli şehrindeki yolculuğumuz başlıyor.
Size Wroclaw Günlüğünde bahsetmek istediğim ilk mekan Solo Art Cafe. Solo Art Cafe arkadaşım Erdost'un Wroclaw'daki en güzel keşiflerinden biri. Biz de kaşifimiz Erdost'un yolundan gidiyor ve Solo Art Cafe'yi keşfe çıkıyoruz.
Solo Art Cafe adından da anlaşılacağı üzere sanatla dolu bir mekan. İçerisi her tür sanata kucak açmış. Dekoratif ürünlerden, takılara, resimlerden, özel objelere kadar, her ürünü bulabileceğiniz ufacık ama sıcacık bir mekan.
Solo Art Cafe adından da anlaşılacağı üzere sanatla dolu bir mekan. İçerisi her tür sanata kucak açmış. Dekoratif ürünlerden, takılara, resimlerden, özel objelere kadar, her ürünü bulabileceğiniz ufacık ama sıcacık bir mekan.
Solo Art Cafe, Wroclaw Rynek'te yani meydanın üzerinde bir pasaj içerisinde. Bu pasaj içerisinde saklanmış gizli bir cennet. Bu cennette ise tadılması gereken bir çok lezzet var. Bu lezzetlerin başında muffinler geliyor. Tadmadan dönmeyin.
Solo Art Cafe'yi ayrıca, kendi facebook sayfaları http://www.facebook.com/soloartcafe'den de takibe alabilirsiniz.
19 Şubat 2013 Salı
DesignerZOOM: Zeynep Tosun
DesignerZOOM bölümünde uzun zamandan bu yana ağırlamak istediğim bir tasarımcıydı Zeynep Tosun. Yaptığı modern tasarımlar ve felsefesi olan koleksiyonlarıyla her sezon daha da güçlenen, oturan çizgisiyle, takdire şayan bir tasarımcı. Zeynep Tosun'un koleksiyonu, Avrupa arenasında özellikle Londra'da moda çevresi tarafından büyük bir ilgiyle bekleniyor. Keza bu Londra Moda Haftası'nda da durum değişmedi.2013-2014 Sonbahar-Kış koleksiyonu harikalar yaratan Zeynep Tosun, bence çok yakında Avrupa'da adını sıkça duyacağımız bir marka haline gelecek.
Şimdi sizi Zeynep Tosun'un Victoria döneminden ilham aldığı 2013-2014 Sonbahar-Kış koleksiyonundan fotoğraflar ile baş başa bırakıyorum.
17 Şubat 2013 Pazar
İyi Pazarlar!
Bu pazarın şarkısı benim sevdiğim gruplardan biri olan MGMT'den gelsin. Klipleri ile orjinallik sınırlarını zorlayan, bir o kadar da eğlenceli klipleriyle pazarın neşesine/keyfine ortak olsun. MGMT'den dinliyoruz. It's Working. Herkese iyi pazarlar!
Paris Günlüğü: Paris Bit Pazarları
Paris bit pazarlarında ikinci durağımız Porte de Clignancourt bit pazarı. Bu pazar, güneydeki pazara oranla biraz daha pahalı. Çünkü bu pazarda her şey antika. Özellikle mobilyaların çok fazla satıldığı bir pazar. Bu pazara nasıl gidebilirim diye soracak olursanız metronun 4 numaralı mor hattını kullanarak, bu hatın son durağı olan Porte de Clignancourt istasyonunda inip 10 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşabilirsiniz.
Yürüdüğünüzde ilk başta karşınıza bizim semt pazarlarındaki gibi kıyafet pazarı çıkacak. O pazarı da geçtikten sonra bit pazarına ulaşacaksınız. Biz de ilk başta epey yanıldık, acaba yanlış yolda mıyız diye ama neyse ki doğru yolda ilerliyormuşuz. Porte de Clignancourt bit pazarına ilk girdiğinizde karşılaşacağınız manzara, küçük daracık sokaklar. O sokaklar da ise keşfedilmeyi bekleyen bir sürü antika parça. Keşfedilmeyi bekleyen küçük dükkanlar. En iyisi ben susayım, fotoğraflar konuşsun.
Benim en büyük keşfim ise elbette ki rozet satan dükkanlar oldu. İşte Porte de Clignancourt bit pazarı ganimetleri.
Benim en büyük keşfim ise elbette ki rozet satan dükkanlar oldu. İşte Porte de Clignancourt bit pazarı ganimetleri.
15 Şubat 2013 Cuma
Paris Günlüğü: Paris Bit Pazarları
Paris Günlüğünden herkese merhaba. Paris Günlüğünde Paris'in alternatif mekanlarını, alternatif rotalarını sunacağım sizlere. Bir bit pazarı tutkunu olan bendeniz, ilk olarak bit pazarları ile başlamak istedim Paris'i anlatmaya. Aslında Paris'in tarihini, kültürünü de en iyi yansıtan yerlerden biriyle başlıyoruz Paris Günlüğüne. İlk durağımız Paris'in güneyindeki Porte de Vanves Bit Pazarı.
Porte de Vanves Bit pazarı, Paris'in merkezinin güneyinde Porte de Vanves metro istasyonuna 5 dakikalık yürüme mesafesinde, ulaşımı kolay bir bit pazarı. Porte de Vanves Bit pazarı her cumartesi, pazar ve pazartesi kuruluyor. Haftanın üç günü hizmet veren pazarda yok yok. Mobilyadan oyuncaklara kıyafetlerden kitaplara her çeşit ürünü bulabiliyorsunuz. Benim radarım ise rozetler için açıktı. Pazardaki her rafı, her standı gezdim, dolaştım. Açmadığım kutu, dokunmadığım ürün kalmadı nerdeyse.
Fransızlar epey ilgili, meraklı antikalara. Haliyle tabi. Tarihlerine sahip çıkan, tarihi binaları yıkıp yerine 9 katlı apartman diken kafada olan insanlardan değiller çünkü. İnsanlar akın akın geliyor bu pazara. Porte de Vanves pazarında satıcılar, arabalarını pazara yanaştırıp arabalarının arka bagajlarında ürünlerini sunuyorlar. Pazarda o kadar çok antika ürün bulunuyor ki biz gez gez bitiremedik. Pazar gittikçe uzayan, ucu bucağı olmayan bir pazar. Birçok kola ayrılıyor.
Pazarda en sık rastlayacağınız ürünler Fransızların 1700'lerden kalma okuma gözlükleri, kulaklı güneş gözlükleri ve oyuncak mutfak eşyaları-oyuncaklar.Pazara gitmeden önce neler almak istediğinizi önceden planlarsanız daha iyi olur. Lakin ne kadar plan da yaparsanız yapın o pazara bir girdiniz mi hangi standa bakacağınızı bilemiyorsunuz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)