10 Kasım 2012 Cumartesi

İzindeyiz Atam!

 Tartışmasız gelmiş geçmiş en şık dünya liderlerinden biriydi Mustafa Kemal Atatürk. Duruşuyla, karizmasıyla, kıyafet seçimleri ile diğer liderlerden  hep bir önde, hep  ilerideydi. "Medeni ve beynelmilel kıyafet milletimiz için layık bir kıyafettir, onu giyeceğiz" sözüyle de stiline ne kadar değer verdiğini göstermekteydi. 
Biz de bu ileri görüşlülüğün ve çağdaşlığınla, bize sunduğun ilkeler ışığında yürümeye devam edeceğiz... İzindeyiz Atam! Her daim.




O aydın kişiliği ve üstün askeri başarılarıyla tüm dünya liderlerinin örnek aldığı bir liderdi. O'nun kusursuz bu kişiliği hiç şüphesiz ki kıyafet tarzına da etki etmişti. İşte Nebil Özgentürk'ün ‘Gazi’nin Son Tanıkları Anlatıyor; O Daima Şıktı’ kitabından özetle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şıklık sırları.





Günlük kıyafetlerinin bir kısmı Paris’ten Deporant mağazasından alınıyordu. Söylenenlere göre Fransa’daki terzisinde Atatürk’ün bedeninde bir model bulunuyor istenilen kıyafet bu modele göre dikiliyordu.

Gömlekte genellikle açık renk beyaz krem ya da bej tercih ediyordu. Savarona yatı alındıktan sonra kısa kollu ipek ya da keten gömlek giyiyordu.

Değişik yaka çeşitleri kullanıyor kimi zaman yaka takıyordu.




Hemen hemen hepsi siyah olan takım elbiseleri üç parçadan oluşuyordu ceket pantolon ve yelek.

Yeleğinde köstekli saati ceketinin küçük cebinde ise mendili hiç eksik olmuyordu.

Daima ütüsünün düzgün olmasına kıyafetin yürürken sarkma yapmamasına kıvrılmamasına dikkat ediyordu.



Askerliğinin ilk döneminde fes, savaş yıllarında kalpak kullandıktan sonra Batılı tarzda şapkalar taktı. Panama silindir melon kasket... Şapkalarına da bütün giysilerine olduğu gibi isminin baş harflerinden oluşan bir marka işleniyordu: G.M.K.




Kimi zamanlar kaşkol da takıyordu. Kimisi ‘Sulka and Company’ marka krem rengi kar tanesi desenli ipek kumaştan yapılmış kaşkollar gardırobunu süslüyordu.

Frak ve smokinlerinde daha çok yün krep ve kumaş kullanılıyordu. Yeleklerde ise satene ağırlık veriliyordu.

Smokin ve frakta beyaz papyon takmayı yeğliyordu.




Seyahatlerinde daha çok tüvit takımını güderi ceketini ‘riding coat’ tarzındaki jokey pantolonlarını giyiyordu.
Gömleklerinde önce Arap harfleriyle daha sonra Latin harfleriyle isminin baş harfi yazan arma kullanılıyordu. Arma gömleğinin koluna ya da göğüs kısmına işleniyordu.



Aksesuar olarak bastonun yanı sıra kol düğmeleri çok sık olmasa da yaka iğnesi eksik olmuyordu.



Kruvaze ceketten pek hoşlanmıyor ve bu modelden uzak duruyordu. Boyunu daha uzun göstermesi için ceketlerinin omuz ıskalasını arkaya doğru diktiriyordu.

42 numara daha çok bağcıklı rugan ayakkabı giyiyordu. Ya İngiltere’den getirilen ya da Sirkeci’deki Altın Çizme’ye ve Nuri’ye sipariş verilen ayakkabılarında duruma göre tozluk da kullanıyordu.Rugan ayakkabılarının astarını kırmızı kadifeyle kaplatıyordu.



Pelerin ilk kez onun omuzlarında görüldü. Hem savaşta hem cumhurbaşkanlığı döneminde bazen siyah bazen mavi pelerin atıyordu omuzlarına. Zor giyinebilen ve taşınabilen pelerini değme aktörlere taş çıkartacak kadar etkileyici kullanıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder