Ses Dergisi'nin 1966 yılında yayımladığı "Artistler ve Gardıropları" dizisinde, bugün İzzet Günay'ın giyim tarzı ve 1966-1967 kış erkek modası hakkındaki görüşleri yer alıyor.
İzzet Günay'ın en büyük özelliği, titizliğidir. Sadece elbiselerine değil, evine, eşyalarına, otomobiline dikkat ederseniz, hiçbir yerli film artistinde bulunmayan eşyaları seçmek istediğini görürsünüz. İzzet Günay, eski eşyadan, halıdan, çeşitli stillerdeki dekorasyondan anlar. Kütüphanesine seçtiği kitaplardan, pul koleksiyonuna aldığı pullara varıncaya kadar titiz kişiliğini her eşyasına damga gibi basar.
Resimlerini hayranlarına imzalamak için herkesten önce imza kalemi alır. Otomobilini almak için Almanya'lara kadar gider. Herhangi bir baloda, galada, konserde giydiği elbise ve bunu kendine yakıştırması, yerli film jönprömiyelerinin yüzünü ağartacak nitelikleridir.
İzzet Günay, otomobil kullanırken giydiği elbiseleri başka gezintide giymez. Yeni modayı izlerken, aşırılıktan, frapan olmaktan kaçınır. "Bu pahalı elbiseleri yerli filmlerin kavga sahnelerinde de giymek zorundayız" diyerek şikayet eder.
1966-67 kış erkek modası hakkında İzzet Günay şunları söylemektedir:
"Londra ve Paris erkek modaları bu yıl dünyada, her zamanki gibi, ön planda geliyor. Ben biraz ağırbaşlı giyimi sevdiğim için Londra'yı tercih ediyorum. Bu yıl renkler camel (devetüyü), kahverengi, bej ve gridir. Kumaş desenleri ise gençlerde kalın çizgili kumaşlar, orta yaşlılarda balıksırtı, Prince dö Gal, Piye dö Pul'dur. Kostümlerde kruvaze, 6 düğme, çift yırtmaç ile üç düğme tek yırtmaç modadır. Kulaklı yelekler, kravatlarda yün dokuma, smokinlerde kenarı biyeli şal yaka, kollarında manşet, kazaklarda kaşmir veya el örgüsü hâkimdir. Kahverengi smokinler de görülüyor. Yün örme kemerler de çok tutuluyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder