9 Ekim 2012 Salı

BloggerZOOM: B-Karavelli

 Begüm Bakırcı genç bloggerlardan. Henüz 17 yaşında ama marifetleri yaşına göre çok. Begüm fotoğraf çekiyor, senaryo yazıyor ve denemeleri-şiirleri var. On parmağında on marifet. Hatta blogunda sevdiği isimlerle röportajlar gerçekleştiriyor. Röportaj hanesinde şimdiden bir anchorwomen Nazlı Tolga ve caz sanatçısı Şirin Soysal röportajı var.


Yazdığı senaryolar/denemeler ünlü isimler tarafından çok beğeniliyor. Bunlardan biri de Yekta Kopan. Yekta Kopan'la çok iyi bir diyalogu var Begüm'ün. Yekta Kopan azmini ve bu yoldaki çalışmalarını, hırsını takdir ediyor. Hatta Twitter'da sıkı takipçileri arasında.Keza o da sıkı bir Yekta Kopan fanı. 


Begüm aslında insanın sevdiği alanda ne gibi küçük mucizeler yaratabileceğinin göstergesi. Sinema tutkusu onu şimdiden bir yerlere taşıdı bile. Bunlardan biri Nuri Bilge Ceylan'ın Üç Maymun filiminden bildiğimiz/tanıdığımız yapımcı Zeynep Özbatur Atakan'la olan kontağı. Begüm'ü keşfedenler arasında o da yer alıyor. Genç sinemacılara şans tanıyan Yapımlab projesinde Begüm de  yer aldı. Danışmanlığını Yapımlab'ın yaptığı yeni bir proje için İzmir ve çevresindeki tren 
istasyonları üzerine çekimler gerçekleştirdi. Ortaya çıkan fotoğrafları ve çekimde yaşananları blogundan takipleyebilirsiniz. 


Bu yaşında bu işlere kalkışması, büyük başarılara imza atması, ruhundan/içinden gelenleri paylaşması takdire şayan bir durum. Begüm'e kocaman bir alkış. Siz de Begüm'ün başarısını alkışlamak isterseniz, kendi deyimiyle "tüm geleceğini, hayallerini, hedeflerini sinemaya adamış bir zihnin küçük yansıması" olarak gördüğü blogunu takibe almalısınız.
İşte kendi cümleleriyle Begüm'ün blogu

 "Nefes almaya bir yerden başlamak gerekiyordu.
     Ben de şimdilik bu yolu seçtim. Okuduklarım, yazdıklarım, dinlediklerim, izlediklerim elbette bir gün bir sinema filmi olarak çıkacak karşımıza. Ama o güne kadar ayakta kalabilmem için içimdekilerin bir kısmını dıştaki yaşamla birleştirmem gerekiyordu. 
     Kurmaca -aslen gerçek- dünyanın dış dünyayla birleşiminden doğanlar da diyebilirim bu blog için. "Karavelli" sözcüğünü ilk kez, sekiz yaşında tiyatroya başladığım gün, sahnede duydum. Sözlük anlamıyla, asıl hikaye arasına katılan küçük, müstakil hikayeler. Çok iyi hatırlıyorum o günkü çabamı. Eve geldikten sonra her yerde karavelli ne demek diye araştırmıştım. 
    Artık karavelli, nefes almak için savaştığım dünyada tüm soluk alıp vermelerim. İzlediğim tüm fimler, okuduğum tüm kitaplar. Tanıdığım her güzel insan. İşte bu yüzden aynı adı taşıyan bu blogda da fikrimi bir adım öteye taşıyan, beni benden öteye götüren her şeyi, herkesi zihinlere sunuyorum. "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder